Yönetişim Tokenı nedir?

Kripto paralar, merkeziyetsizlik kavramını ön plana çıkarmaya devam ettikçe, Yönetişim tokenleri de bu sektörde önemli bir rol oynamaya başladı. Yönetişim tokenları en çok blok zincir tabanlı oyunlar, merkeziyetsiz borsalar (DEX), merkeziyetsiz otonom organizasyonlar (DAO) gibi merkeziyetsiz platformlar tarafından kullanılıyor. Bu tokenların sahipleri, söz konusu projelerin geleceğini etkileyebilecek kararlar ve önergeler hakkında söz sahibi olabiliyor. Merkeziyetsiz projeler, merkezi kurumların aksine, genelde yönetişim tokenı çıkararak gelecek hedeflerini, o projenin kullanıcılarının taleplerine göre belirliyor. Kullanıcılar, bu tokenları alarak mevcut önergeler hakkında kararlar verebilir veya yeni önergeler öne sürebilir.

Yönetişim tokenlerinin kökeni

İlk kripto para birimi olan Bitcoin, yalnızca eşler arası işlemleri kolaylaştıran, yardımcı bir token olarak işlev gösterir. Ancak 2014 yılında Ethereum'un geliştirilmesi, merkeziyetsiz bir dönemin başlangıcı olmuştur. Kullanıcılar, Ethereum tokenı alarak, Ethereum’un gelişmesi yönünde önergeler sunabilen topluluğun parçası olabilirler.

DAO

DAO, gerçek anlamda merkeziyetsiz bir oluşum yaratmaya yönelik ilk girişimdi. Ethereum tabanlı DAO, 30 Nisan 2016'da bir ICO aracılığıyla başlatıldı ve topluluk tarafından yönetilen bir VC olması amaçlanıyordu. Ne yazık ki, bazı anonim bilgisayar korsanları orijinal koddaki hataları istismar etti. DAO'nun istismarı, Ethereum blok zincirinin ilk kez çatallanmasıyla (fork) sonuçlandı ve büyük bir etki yarattı. Bu çatallanma, tokenları paralel bir zincire bölerek 150 milyon dolarlık kaybın etkisini azaltmak için gerekliydi. Nihayetinde, saldırganların ganimeti yalnızca 8,5 milyon dolar değerindeydi.

Maker DAO

Maker DAO'nun 2017 yılında piyasaya sürdüğü MKR, yönetişim tokenları arasındaki en başarılı örneklerinden biridir. Dünyanın dört bir yanındaki MKR sahipleri, kripto destekli popüler bir stablecoin olan DAI ile ilgili önemli konularda karar verebilmektedir. Bunun sonucunda, DAI daha çok başarı ettikçe ve bu topluluğu gitgide daha fazla insan katıldıkça, MKR’nin değeri yükseliyor. Dolayısıyla MKR tokenının en önemli işlevinin, kullanıcılara oy hakkı vermek olduğu söylenebilir.

Yönetişim tokenları nasıl çalışır?

Yönetişim tokenları, karar alma sürecinin lokomotifi konumundadır ve birçok proje, bunların hangi parametlere göre kullanılacağını ve nasıl tahsis edileceğini oldukça incelikli bir şekilde belirler. İşin temel düzeyine bakacak olursak, piyasadan veya dağıtım yoluyla yönetişim tokenı alan bir kullanıcı, sahip olduğu token miktarına bağlı miktarda oy hakkı elde eder. Projenin geliştiricileri genelde blok zincirde yapılacak oylamaların parametrelerini sık sık güncellediği için, alınan kararlar manipüle edilemez.

Şirketlerdeki hissedarlar gibi, yönetişim tokenı sahiplerinin de protokolün başarısında bir payı ve çıkarı vardır. Genellikle projeye zarar veren kötü bir kararın riskini üstlenirler. Bu nedenle, merkeziyetsiz projelerdeki çoğu katılımcı, bir teklif sunmadan önce önerilerini dikkatlice değerlendirir.

Merkeziyetsiz platformlarda oylama blok zincirinde yapılır ve oylama sırasında katılımcılara evet ya da hayır butonu sunulur. Bazı projeler, katılımcıların oy haklarını kullanabilmeleri için ek kriterler gerektirir. Bu tür kriterlerin belirlenmesi, karar alma sürecinde yer almak için token satın alan balinaların dumping ve manipülasyon yapmasını engeller. Örneğin, Optimism’deki seçimlerde oy kullanmak için, seçmenin o oylamadan önce yapılan ontrol sırasında sabit bir miktarda OP’ye sahip olması gerekir.

Hangi konuların oylamaya açılacağı, projenin yapısına göre değişiklik gösterir. Örneğin blok zincir tabanlı bir stablecoin protokolü olan MakerDAO, protokoldeki fırsatların riskini azaltmak ve istikrarı sağlamak için oylamalar düzenleyebilir. Uniswap gibi bir merkeziyetsiz bir borsa ise likiditeyi artırmak için işlem ücretlerinde değişiklik yapmayı düşünebilir. Bunun gibi projeler, projenin büyümesi ve ayakta kalabilmesi için nerelere bütçe ayrılacağı gibi ortak konularda da seçim düzenleyebilir.

Yönetişim türleri

Yönetişim, blok zincir içerisinde veya dışarısında gerçekleşebilir. Eğer dışında gerçekleşiyorsa projenin ekibi, seçim tamamlandıktan sonra çoğunluğun tercihini herkesin görebileceği şekilde koda döker ve güncelleme getirir. Seçimlerin blok zincir dışarısında gerçekleştiği merkeziyetsiz blok zincirler, genelde sosyal kanallar üzerinden iletişim kuran ve merkeziyetsiz şekilde hareket eden bir grup geliştirici tarafından idame ettirilir. Önergelerin blok zincir dışarısında sunulduğu projelere en iyi örnek Ethereum’dur ve bunlar genelde Ethereum Improvement Proposals, veya kısaca EIP olarak bilinir. Ethereum Foundation, isteyen herkesin bu tarzda bir önerge sunabileceğini söylüyor ama yine de bunu yapabilmek için projenin temellerini biliyor olmak gerekiyor.

Blok zincir içerisindeki yönetişim basittir, çünkü kullanıcıların kararları koda otomatik olarak dönüştürülür. Karar parametreleri, oylama başlamadan önce zincir üzerinde kodlanır. Oylama sonrasında, çoğunluğun oyu otomatik olarak ağ üzerinde uygulanır. Bu projelerin geliştiricileri genellikle oylamadan önce önceden ayarlanmış parametreleri bir test ağı üzerinde test eder.

Yönetişim tokenları ile diğer tokenlar arasındaki farklar

Yönetişim tokenları, sahiplerine oy hakkı verir. Token sahipleri proje kararları konusunda dikkatli davranır ve genellikle projeye sıkı sıkıya inanırlar. Çoğu merkeziyetsiz protokol yönetişim tokenı sahiplerine ek avantajlar sunsa da yönetişim tokenları tam anlamıyla faydalı tokenlar değildir. Örneğin Curve Protocol, kullanıcıları platformdaki faaliyetleri ve tutarlılıkları için bir yönetişim tokenı olan CRV ile ödüllendirir. SUSHI, UNI ve diğerleri de benzer tutarlılık ve bağlılık kriterlerini kullanarak stake ödülleri sunmaktadır.

Yönetişim tokenlarının artıları

Geliştiriciler, merkezi kurumlardaki karar alma sürecini yönetişim tokenları sayesinde daha kapsayıcı bir şekilde blok zincire uyarlayabilir ve böylece merkeziyetsizliği kuvvetlendirebilir. Bunlar ayrıca ilerlemeyi, DeFi protokollerinin de sürece dahil edilmesini ve fikir çeşitliliğini destekler.

DeFi tarihinde görülmüş en büyük topluluklardan bazıları, yönetişimin bu şekilde dağıtılması sayesinde ortaya çıktı. Örneğin, kullanıcılara sağladıkları yönetişim imkanları sayesinde UNI, CRV, MKR gibi tokenların sahiplerinin sayısı kayda değer derecede arttı.

Yönetişim Tokenlarının Eksileri

Yönetişim tokenları ile ilgili birkaç sorun da vardır. Bunların en büyüğü kurumsal balinalardır. Varlıklı bireyler büyük miktarlarda token elde ederek protokolün kararını kendi lehlerine yönlendirmeye çalışacaktır. Bu, merkeziyetsizlik ilkesine ters düşse de, önlenmesi zor bir durumdur.

Son sorun ise yönetişim tokenlarının doğasından kaynaklanmaktadır. Yönetim kurulu ve CEO'ların tanımlanabilir olduğu bir şirketin hisselerinin aksine, bazı DAO'lar anonim ekipler tarafından yönetilir. Bu tür projeler başarısız olduğunda birini sorumlu tutmak zordur.

Yönetişim tokenlarının geleceği

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek isteyenlerin sayısı arttıkça, büyük kurumlar da DAO’laşmaya başlayacaktır. Atılacak sonraki adım, DAO’lar için uygun bir yasal çerçeve oluşturmak olacaktır. Bu yazının yazılış tarihi itibarıyla, DAO’lara yalnızca ABD’deki Wyoming eyaleti limited şirketlere benzer esaslar uyguluyor.

Sanal gerçekliklerin, gerçek dünyaya entegre olması da yönetişim tokenlarına olan talebin artmasını sağlayacaktır. İnsanlar metaverse ve onların içerisindeki şehirler ile tanıştıkça, koca şehirler ve ülkeler bu tokenlar üstünden yönetilebilir hale gelebilir. Birçok kişi, geleceğin fiziksel dünyayla sanal dünyanın pürüzsüz şekilde bir araya geldiği şehirlerde yattığını düşünüyor. Yönetişim tokenları, özel kuruluşların ve şehirlerin daha kolay yönetilmesini sağlayacak, siyasi katılımı artıracak ve daha adil bir yönetimin önünü açacak.

Gelecekteki bu projeler, yönetişim tokenlarıyla ilgili sorunlarla başa çıkmanın daha iyi yollarını keşfedebilir. Örneğin, bazı DeFi projeleri son zamanlarda genel kodlarının bir parçası olarak balinalara karşı bazı önlemler almaktadır. Bu tür önlemler, bireysel ve kurumsal balinaların merkeziyetsizliğin aleyhine şekilde token biriktirmesini önleyecektir. Hesap verebilirliği sağlamak için çoğu blok zinciri projesi, zincir üzerindeki taahhütlerini kanıtlamanın yollarını da geliştirmektedir. Taahhüt kanıtı için daha doğru algoritmik ölçütler kısa süre içinde kullanıma sunulacaktır.


SSS

İyi yönetişim tokenı nedir?

Eğer projenin geliştiricileri dürüstse ve projenin tokenları, izahnamede duyurulan token ekonomisine (tokenomics) uygun şekilde üretiliyorsa, o yönetişim tokenı “iyi” sayılabilir.

Yönetişim tokenlerinin değeri var mıdır?

Evet, vardır ve bu değer, o tokenı ihraç eden projenin sunduğu hizmetin veya çözümün ne kadar değerli olduğuna bağlıdır.

Cardano bir yönetişim tokenı mıdır?

Hayır, çünkü Cardano’daki önergeler blok zinciri dışında sunulur ve token sahipleri tarafından değil, akademik araştırmacılar tarafından yönetilir.

Daha Fazlasını Görüntüle